THE WOLRD

11-11-11
Saturday, 02.11.24, 10:49
Welcome Guest | RSS
Live Silver Price

Live Brent Oil Pri

Site menu

Section categories
Covid 19 [1]
USA and Canada [266]
Deutschland [218]
Europe [53]
China [23]
Russia [85]
Türkiye [455]
Caucasus [1]
Kazakhstan [98]
Turkic World [66]
Muslım World [37]
Iran [36]
Syria [14]
Israel [18]
Asia [12]
India [12]
Military [4]
Africa [7]
Latin America [10]
History of the World [16]
Editorial [23]
Books [4]

Chat Box

Our poll
Rate the site
Total of answers: 73


13:28
Avrupa Birliği krizde !


cihan_dura19_225


Avrupa Birliği krizde!

Öyle görünüyor ki, sarsılmaz olduğu düşünülen Avrupa Birliği’nin (AB) o güçlü ve görkemli yılları geçmişte kaldı.

Birliğin, işsiz olan herkese para ödeyebilecek kadar zengin olduğu yıllar bir hayal artık. Birliğin o "yere göğe sığdırılamayan" sosyal modeli çoktan ortadan kalkmış bulunuyor. Sorun özellikle, malî ve ekonomik sıkıntılarla boğuşan Avro bölgesinden kaynaklanıyor. Üye ülkeler borç krizi içinde ve kemer sıkma önlemlerinden kaçmaları olanaksız. İşsizlik almış yürümüş durumda: Avrupa Birliği’nin istatistik kurumu Eurostat’a göre, Avro bölgesindeki 17 ülkede işsizlik oranı yüzde 10,9’a tırmandı. Bu, 1999’da Avro’ya geçildiğinden beri kaydedilen en yüksek işsizlik oranı!...

Bölgede yıllarca süreceği öngörülen borç krizinin faturasını halk ağır bir şekilde ödüyor. Kemer sıkma paketlerine karşı eylemler almış yürümüş. İşsizliğin rekor düzeyde seyrettiği İspanya’da binlerce kişi tencere tava ile yürüyüp "artık krize kurban verecek bir şeyleri kalmadığını” haykırıyor.  Ülkede işsiz sayısı sürekli artarak Mart ayında 5,6 milyonu buldu, işsizlik oranı yüzde 24,4 ile rekor seviyede!... İspanya, Avrupa Birliği içerisinde en yüksek işsizlik oranına sahip ülke ve bu yıl oranın daha da artması bekleniyor.  Genç nüfus işsizliği ise yüzde 50'lere varıyor!

Avrupa resesyonda, ekonomi çarkları bir türlü dönmüyor. Sorunların "kolay bir çözümü" de yok. Avusturyalı ünlü ekonomist Fredmund Malik’e göre krizin dip noktasına 2015 veya 2018 yılında ulaşılacak; eğer yeni politikalar bulunamazsa, tarihin en büyük deflasyonist çöküşü yaşanacak.

1) Krizin Aktörleri Güney Avrupa Ülkeleri

Krizin baş aktörleri Güney Avrupa ülkeleri… İflas sürecinde olan bu ülkelerin, Almanya’nın ödünsüz bir ısrarla sürdürdüğü tasarruf politikalarının kurbanı oldukları çok kimse tarafından kabul edilmekte. Söz konusu ülkelerden Yunanistan ekonomisinde bu yıl beklenen küçülme yüzde 8’i bulabilecek. Onun ardından Portekiz ekonomisi de yüzde 6 civarında küçülecek; bu iki ülkeyi İtalya ve İspanya takip edecek.

Ne var ki Güney Avrupa’daki resesyon (durgunluk) kaçınılmaz olarak Alman ihracatını da kesintiye uğratacak. Sonuçta AB merkezindeki bütün zenginler resesyon tehdidiyle karşı karşıya kalacak.

Görüyorsunuz dünyada, örneğimizde ise AB’de ülke ekonomileri birbirine ne kadar bağlı!... Biri veya birkaçındaki kriz bir yangın gibi hızla bütün çatıyı kaplıyor; hatta yoksullardaki sorunlar zenginleri de etkiliyor. Bu yüzden, AB’nin kodaman üyeleri kendilerini kurtarmak için –kanı’mca- soruna müdahaleyi genişletecekler, krizdeki ülkelerin batmasına izin vermeyeceklerdir.

2) Yunanistan Avro’dan Çıkar mı?

Bir zamanlar, İstanbul dukalığındaki "büyük” iktisatçılarımız tarafından Türkiye’ye örnek olarak gösterilmesi, bugünse kriz sürecinde topun ağzında bulunması hasebiyle komşumuz Yunanistan üzerinde biraz fazlaca durmamız yerinde olacak.

Resesyonun dördüncü yılına girecek olan Yunanistan, kendisine dikte edilen sıkı tasarruf politikasını uygulamakta kararlı.  Bu yönde atılmış olan adımlar ülkeyi Latin Amerika ve Güneydoğu Asya ekonomileri düzeyine geriletmiş bulunuyor. Bazılarına göre Yunanistan 2013 sonunda Avro bölgesinden çıkabilir. Örneğin Profesör Nouriel Roubini’nin tahmini böyle. Avro’dan çıkacak ikinci ülke borcunu yeniden yapılandıracak olan Portekiz olacak. Roubini şöyle diyor: "Atina sokaklarında 20 bin evsiz var, işsizlik yüzde 22, genç nüfusta yüzde 50. Yunanistan hâlâ borcunu çeviremez durumda. 10 yılda yüzde 120’ye ineceği umulan ‘borç/milli gelir oranı’ için kötü senaryo yüzde 160. Bu da yeniden borç yapılandırması demek.” Yunanistan İstatistik Kurumu’nun (ELSTAT) son verilerine göre, Nisan ayında yüzde 22,6 olan işsizlik oranı Mayıs 2012’de yüzde 23,1'e ulaştı; gençlerde yüzde 55… Hükümet 2012’de 40 bin kamu çalışanını işten çıkaracak.

Yunanistan’ın Avro’dan çıkması olasılığına gelince, IIF Başkanı Dallara’ya göre, bunun maliyeti 1 trilyon avroyu aşabilecek. Sorunlarının çözümü için, Yunanistan'ın Parasal Birlik’ten ayrılması gerektiğinde ısrar edenler, bu ülkenin bu yoldan para politikasını serbestçe belirleyebileceğini; ulusal para Drahmi’yi devalüe ederek rekabet gücünü yeniden kazanabileceği görüşünü ileri sürüyorlar. Ancak bu sonuç da otomatik değil, bazı önemli önkoşullar gerektiriyor.

Kabul etmek gerekir ki Yunanistan, "vergi ödemeden” borçla yaşadığı keyifli yılların bedelini ödüyor. Nitekim IMF Başkanı Lagarde, Yunanlıların vergi ödeme alışkanlığı kazanmaları gerektiğini belirterek, Yunan halkını şöyle uyardı:"Önce borçlarını ödesinler. Afrikalıların Yunanlılardan daha fazla yardıma ihtiyacı var.” Lagarde Yunanistan’da vergilerini ödemeyenlere de işaret ederek "Yunanlı anne babalar sorumluluk almalı, eğer çocukları harcama kesintilerinden etkileniyorsa vergilerini ödemeliler” dedi.

3) İflasın Faturası 1 Trilyon Avro

Yunanistan bu yıl veya gelecek yıl iflas edip Avro’dan çıkarsa, bir domino etkisi yaratarak bütün Avrupa’da büyük bir gerilemeyi tetikleyebilir. Uluslararası Finans Enstitüsü'nün raporuna göre Atina’nın iflası, Portekiz, İrlanda, İspanya ve İtalya için de kurtarma paketlerini gündeme getirecek. Bu durumda Yunanistan dahil 5 ülke için gerekli yardımların tutarı 1 trilyon Avro'yu aşıyor. Raporda vurgulanan bir diğer husus da, olası temerrüt durumunda özel ve kamu sektörünün ciddi zararlara uğraması… Örneğin, tahvil sahiplerinin toplam zararı 73 milyar Avro'yu bulabilecek.

Bu arada Yunanistan için hazırlanan 130 milyar Avro'luk ikinci yardım paketinin de ülkeyi kurtarmaya yeterli olmayabileceği ortaya çıktı. Bunun üzerine bir paket daha gündeme geldi. Ancak Yunanistan'ın bu yardımı alabilmesi için önce alacaklılarla masaya oturması ve borçlarının önemli bir kısmını sildirmesi gerekiyordu. Anlaşma sağlandı; ne var ki bugün bütün bunların da yeterli olmadığı görülüyor.

Eylül 2012 başında IMF, ECB ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşan "üçlü”, Atina’yı ziyaret edecek ve 31.5 milyar Avro’luk ikinci yardım paketinden bir bölümün daha Yunanistan’a verilip verilmeyeceğini karara bağlayacak. Paranın verilmemesi durumunda Atina’nın iflası ilan edilecek, aynı zamanda Yunanistan Avro bölgesine veda edecek.

4) Gelsin Özelleştirmeler…

Yunanistan’da krizin ilk etkilerinden biri özelleştirmelerin hızlandırılması oldu, tıpkı 2001 krizinde Türkiye’de olduğu gibi!...

Hükümet özelleştirme programından 50 milyar Avro gelir bekliyordu. Bu 50 milyar Avro'luk gelirin 19 milyarlık kısmının 2015 itibariyle Yunan hükümeti kasasına girmesi öngörülüyor. Açıklanan programa göre, 2012 yılının ilk yarısında şans oyunları şirketi OPAP'ın yüzde 29'u, ikinci çeyreğinde ise maden şirketi Petroleum'un yüzde 35'i satışa çıkarılacak. Kamu doğalgaz şirketi DEPA’nın özelleştirilmesi için de harekete geçildi. Kamuya ait posta şirketi ELTA'nın satışına onay verildi. Bundan başka Yunan adaları ve bazı diğer işletmeler de satışa sürülüyor. Yunanistan Özelleştirme Komitesi, bu Ağustos ayı içinde ülkedeki 23 küçük liman ve marinanın özelleştirilmesi için ihale açılmasına yeşil ışık yaktı.Yunan topraklarının yüzde 3’ü özelleştirme programına alındı. Tasarruf çerçevesinde, emekli maaşlarında kesinti yapılmasını içeren bir kanun tasarısı da onaylanmış bulunuyordu.

*** *** ***
Avrupa’da çıkan bu krizden ve bu çerçevede olup bitenlerden şu dersleri çıkarabiliriz:

- AB’de kriz derinleşmeye devam ediyor. Çok sağlam görünen, büyük propagandalarla göklere çıkartılan Avrupa Birliği’nin öyle pek de sağlam olmadığı, hatta geleceğinin bile garantide olmadığı ortaya çıkmış bulunuyor.

-Bizim bazı aklıevvel iktisatçılarımızın bir zamanlar dogmalaştırdığı üzere, bir birliğe üye olmakla iş bitmiyor, asıl cevherin o ülkenin kendisinde olması lazım.

-AB’ye üye bir ülke bile, uygarlıklarının beşiği olarak hep saygıyla anılsa da, Batı’nın zenginleri tarafından soyulmaktan kendini kurtaramıyor. Nasıl 2001 krizi ile Türkiye; Cumhuriyet’in birikimi fabrikalarını, tesislerini, bankalarını yabancılara satmak zorunda bırakıldıysa, aynı şekilde Yunanistan da bugün Türkiye ile aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmış bulunuyor.

Cihan DURA - 17 Ağustos 2012
http://www.cihandura.com/

http://www.dunya48.com


Category: Türkiye | Views: 1549 | Added by: Emo | Rating: 0.0/0
Total comments: 0
Name *:
Email *:
Code *:
Live Gold Price

Live Wti Oil Price

Calendar
«  August 2012  »
SuMoTuWeThFrSa
   1234
567891011
12131415161718
19202122232425
262728293031

Search

Log In

Entries archive

Statistics

Total online: 2
Guests: 2
Users: 0

Copyright theworld-11-11-11.com 2024© All rights reserved